Ruhsal Astroloji
Ruhsal Astroloji ile Rehberlik ve Şifalanma - Doğum Haritası ve Inner Speak ile şifalanma seansı... Telefon ile, Viber veya Skype üzerinden şehir dışından veya yurtdışından seans ve çalışma yapılır..
12 Ağustos 2014 Salı
KEŞKELER ve KISA HAYATIMIZ,
Keşke dememek için sonuna kadar cesurca, dürüstçe yaşamaya karar verdim. Hayat o kadar kısa ki..
Keşke dememek için sana sarılmak, seni sevdiğimi söylemek isterdim ama sen o kadar sert bir duruyorsun ki buna izin vermiyorsun. Hayattan ve Yaşamaktan kaçıyorsun adeta, benim de yapabileceğim fazla bir şey kalmıyor çünkü Hayatla birlikte akmak ve devam etmek gerekiyor.. Kim biliyor ki ne kadar zamanımız var, belki bir gün belki on sene..
Keşke dememek için sevdiklerinizle daha çok zaman geçirin, onları kucaklayın..
Sevgiyle ve Aşkla kalın,
Dua/Niyet Etmek ve Şükretmenin Gücü
Evren’de aslında her şey o kadar basit ve tıkır tıkır işler ki, sağolsun biz insanlar her şeyi karma karışık yapmaya bayılırız.
Yok öyle mi olur, olmaz ise, yok böyle mi olur veya yok öyle olmaz ise nasıl olur veya olmalıdır gibi gibi… Bin bir tane soru yaratabilir ve her şeyi daha da karman çorman yapabiliriz.
Sabah kaldığınız zaman gözlerinizi açabiliyorsanız, etrafınızı görebiliyorsanız ve en önemlisi Nefes alabiliyorsanız.. Şükredin!! İnancınız ne olursa olsun, Şükredin, teşekkür edin.. Bugün de varsınız, hayattasınız ve yaşıyorsunuz! Hayatınız da bazı olumsuzluklar zorluklar olsa bile şükredin.. Farkındalığınızı yüksek tutun..
Dua veya Niyet ederiz.. İstekte talepte bulunuruz, inancımız ne ise ondan Allah’tan, Tanrı’dan, Yaradan’dan, Sistem’den veya Kaynak’tan.. O yerine geldiği zaman sadece çoğu zaman seviniriz ve geçip gideriz hayatımıza devam ederiz. Aslında yapmamız gereken bu Duamızı veya Niyetimizi hatırlayıp sadece Şükretmek, Teşekkür etmek : )
Bunu kimseyle paylaşmamız da gerekmez, bu sadece inancımız ile sizin aranızdadır. Şükredin ki Teşekkür edin ki Evren, Allah size daha çoğunu versin, verebilsin. Eğer siz şükretmez, teşekkür etmez iseniz, başlattığınız Dua veya Niyet döngüsünü tamamlamamış olursunuz. Döngünüz açık kalır.
Dua/Niyet ve Şükretmenin Gücünü deneyin ve görün neler oluyor.
Elliğinize biraz fazlası geçerse de bunu da paylaşın, isteyerek ve Severek paylaşın ki paylaşarak çoğalalım.. Hep beraber..
Ve unutmayın ki bizler hepimiz bir Bütünün sadece Küçük Parçacıklarıyız..
Sevgiyle ve Aşkla,
Evren’de aslında her şey o kadar basit ve tıkır tıkır işler ki, sağolsun biz insanlar her şeyi karma karışık yapmaya bayılırız.
Yok öyle mi olur, olmaz ise, yok böyle mi olur veya yok öyle olmaz ise nasıl olur veya olmalıdır gibi gibi… Bin bir tane soru yaratabilir ve her şeyi daha da karman çorman yapabiliriz.
Sabah kaldığınız zaman gözlerinizi açabiliyorsanız, etrafınızı görebiliyorsanız ve en önemlisi Nefes alabiliyorsanız.. Şükredin!! İnancınız ne olursa olsun, Şükredin, teşekkür edin.. Bugün de varsınız, hayattasınız ve yaşıyorsunuz! Hayatınız da bazı olumsuzluklar zorluklar olsa bile şükredin.. Farkındalığınızı yüksek tutun..
Dua veya Niyet ederiz.. İstekte talepte bulunuruz, inancımız ne ise ondan Allah’tan, Tanrı’dan, Yaradan’dan, Sistem’den veya Kaynak’tan.. O yerine geldiği zaman sadece çoğu zaman seviniriz ve geçip gideriz hayatımıza devam ederiz. Aslında yapmamız gereken bu Duamızı veya Niyetimizi hatırlayıp sadece Şükretmek, Teşekkür etmek : )
Bunu kimseyle paylaşmamız da gerekmez, bu sadece inancımız ile sizin aranızdadır. Şükredin ki Teşekkür edin ki Evren, Allah size daha çoğunu versin, verebilsin. Eğer siz şükretmez, teşekkür etmez iseniz, başlattığınız Dua veya Niyet döngüsünü tamamlamamış olursunuz. Döngünüz açık kalır.
Dua/Niyet ve Şükretmenin Gücünü deneyin ve görün neler oluyor.
Elliğinize biraz fazlası geçerse de bunu da paylaşın, isteyerek ve Severek paylaşın ki paylaşarak çoğalalım.. Hep beraber..
Ve unutmayın ki bizler hepimiz bir Bütünün sadece Küçük Parçacıklarıyız..
Sevgiyle ve Aşkla,
Birinin Hayatına Bakmak
Facebook üzerinden uzaktan ama aslında yakından.. Yakından zannettiğimiz şey aslında ne kadar uzak değil mi?
Örnek: Doğum günü kutlamasını artık sadece Facebook üzerinden bir cümle yazarak veya bir resim paylaşarak yapıyoruz, öyle neden zaman harcayıp bir KART yazmıyorsunuz, aynı zamanda arkadaşınızı arayıp onunla sıcağı sıcağına konuşmuyorsunuz. Birbirimizden bu kadar mı soğuduk? Eskiden yurtdışında olan birisiyle telefonlaşmak çok zordu, pahalıydı vs… ama şimdi pek çok program ile bu da mümkün.. Arıyor musunuz uzaktaki bir sevdiğinizi yoksa sadece bir şey yazıp göndermek size yetiyor mu?
Orada sadece paylaşılan resimlerden, en güzel halinizden, güzel kutlamalardan kişi sizinle ilgili hissiyat almaya çalışıyor.. Oysa ki bu insanın kötü halleri de var, hastalıkları da olmuştur, travmaları da vardır.. İnsanız sonuçta her halimiz var.. Ama gurur meselesidir paylaşılmaz..
Ne kadar komik değil mi? Bu çağımızın bir hastalığı evet bence bir hastalık.. Tüketiyoruz, hem de çok hızlı tüketiyoruz.. Sadece yediklerimizi içtiklerimizi, eşyalarımızı değil ama çevremizdeki insanları da aynı hızla tüketiyoruz, değer bilmeden… Nasıl olsa birisi daha olur orada.. Ayşe olmaz ise, Aylin olur ne fark eder..
Bütün bu sanal ilişkiler aslında ne kadar soğuk ve uzak.. İnsanlar birbirinden ne kadar korkuyor, oysa ki biraz araştırsanız onun bir tanıdığı sizin uzaktan bir tanıdığınıza dokunur çünkü aslında Dünya küçüktür ve yaşadığımız şehir İstanbul ne kadar kalabalık olsa da daha da küçüktür.
Sevdikleriniz için vakit ayırın ve kart yazın, mektup yazın ve şaşırttın onları.. Sevgiyle ve Aşkla..
Facebook üzerinden uzaktan ama aslında yakından.. Yakından zannettiğimiz şey aslında ne kadar uzak değil mi?
Örnek: Doğum günü kutlamasını artık sadece Facebook üzerinden bir cümle yazarak veya bir resim paylaşarak yapıyoruz, öyle neden zaman harcayıp bir KART yazmıyorsunuz, aynı zamanda arkadaşınızı arayıp onunla sıcağı sıcağına konuşmuyorsunuz. Birbirimizden bu kadar mı soğuduk? Eskiden yurtdışında olan birisiyle telefonlaşmak çok zordu, pahalıydı vs… ama şimdi pek çok program ile bu da mümkün.. Arıyor musunuz uzaktaki bir sevdiğinizi yoksa sadece bir şey yazıp göndermek size yetiyor mu?
Orada sadece paylaşılan resimlerden, en güzel halinizden, güzel kutlamalardan kişi sizinle ilgili hissiyat almaya çalışıyor.. Oysa ki bu insanın kötü halleri de var, hastalıkları da olmuştur, travmaları da vardır.. İnsanız sonuçta her halimiz var.. Ama gurur meselesidir paylaşılmaz..
Ne kadar komik değil mi? Bu çağımızın bir hastalığı evet bence bir hastalık.. Tüketiyoruz, hem de çok hızlı tüketiyoruz.. Sadece yediklerimizi içtiklerimizi, eşyalarımızı değil ama çevremizdeki insanları da aynı hızla tüketiyoruz, değer bilmeden… Nasıl olsa birisi daha olur orada.. Ayşe olmaz ise, Aylin olur ne fark eder..
Bütün bu sanal ilişkiler aslında ne kadar soğuk ve uzak.. İnsanlar birbirinden ne kadar korkuyor, oysa ki biraz araştırsanız onun bir tanıdığı sizin uzaktan bir tanıdığınıza dokunur çünkü aslında Dünya küçüktür ve yaşadığımız şehir İstanbul ne kadar kalabalık olsa da daha da küçüktür.
Sevdikleriniz için vakit ayırın ve kart yazın, mektup yazın ve şaşırttın onları.. Sevgiyle ve Aşkla..
11 Şubat 2014 Salı
İçimizdeki Tanrıça - 22 Şubat 2014 Cumartesi saat 11:00'de Mimoza Yaşam Merkezinde
Kadın olarak içimizde pek çok Ben rolleri vardır, İçimizdeki Anne, İçimizdeki Sevgili,
İçimizdeki İş Kadını, İçimizdeki Geç Kız ve daha pek çoğu…
Kişi pek çok BEN’den oluşur. Bu BEN’lerden bir tanesi de İçimizdeki Tanrıça’dır.
İçimizdeki Tanrıça aslında kimdir? Onu nasıl Hayatımıza sokabiliriz?
Bu sorularımızın cevabını bulacağımız ve İçimizdeki Tanrıça, Ruhsallığımız, Kadınlığımız ile tanışacağız.. Onunla konuşacağımız bu Workshop’da 3 ayrı Meditasyon’la aslında kendi Öz’ümüzü keşfedeceğiz.
NOT: Mümkün ise, üzerinize Kırmızı giyinin veya yanınızda Kırmızı bir şey getirin, Ruj olabilir veya ojeleriniz : )
Sevgiyle ve Aşkla,
Ücret 50tl'dir.
Mimoza Nefes Ve Kuantum
10 Şubat 2014 Pazartesi
Copy Cat
Farkındamısnız? Çevremizdeki çoğu bayanlar sanki aynı kuaförden çıkmış gibi, aynı yerden giyiniyorlar gibi… Hepsi birbirinin modeli… Bazen ayırt edemiyorum…
Aklıma, ”Copy Cat” diye İngilizce bir tabir/deyim geldi. Evinizde veya bahçenizde birden fazla kedi var ise, belki de fark etmişsinizdir. Bir kedi diğer kedilerden daha farklı bir davranış sergiler ise, diğer kedilerinden o kediyi hemen taklit ederler, kopyalarlar… Hiç fark ettiniz mi? Yavru kedilerin annesini kopyalaması gibi…
Sevgili arkadaşımın yaşadığı ve benimde ancak kendi gözümle gördüğüm de inanabildiğim bir olayı sizlerle de paylaşmak isterim. Onların evine gelen yeni kedi, evin 4. kedisidir ve erkektir. Bir sabah arkadaşım banyodan gelen bir su sesi duyar ve Allah Allah musluğu açık mı bıraktık acaba diye banyoya girer ve klozetin üzerinde erkek kedinin işemekte olduğu görür, gözlerine inanamaz. Kedi hiç istifini bozmadan ayağının birini titretir ve aşağıya iner. Arkadaşım günlerce şoktaydı. Meğerse erkek kedi, evin erkeğini taklit etmiş..
”Copy Cat” kelimesinin İngilizce karşılığı, aynısını yapmak veya başkalarını hastalık düzeyinde taklit eden kişi, olarak geçmektedir.
Başkalarının giyinme tarzını, konuşma tarzını ne zamandan beri kendi üzerimize kopyalayıp ekleme/yapıştırma yaptığımızı tam olarak hatırlar mısınız?
Bence bu durum tek bir şeyi gösteriyor, “Artık kendimiz olamıyoruz!” Öz’ümüzü unutmuş durumdayız, buna Kimlik Kaybı diyebilirmiyiz ?!?
Kendiniz Olun! Siz Olun! Kendiniz olma Potansiyelinizi Hatırlayın! Ortaya çıkartın ve istediğiniz gibi Olun!
Osho Hayvanlar Okulu yazısında şöyle anlatır, Dünya’daki hiç bir canlı, hayvan olsun veya bitki olsun, kendisini bir başkasına beğendirmek için koku sürmez, süslenmez, maske takmaz her zaman olduğu gibidir. Bizler ise Doğa’daki canlıları çok severiz çünkü onlar gerçekten orjinaldir.. Aslında Doğa’yı seven doğal olan kişidir. Kendisidir.
Kendinizi doğal olan şeylerle oyalayın !
- Yağmuru dinleyin, gözlerinizi kapatın ve yağmur’un sesine kulak verin. Güzel bir eser dinlercesine..
- Yağmuru seyredin, hiç bir şey düşünmeden. Düşünceleriniz yağmurla birlikte aksın ve gitsin.
- Kar yağışını seyredin, Meleklerin kar tanelerini yeryüzüne indirdiğini düşünün.
- İlkbahar’da kuşların cıvıltılarını dinleyin ve anlamaya çalışın acaba ne diyorlar..
- Yemek yaparken sebzelerin doğada nasıl yetiştiğini ve Güneş’in toprağın onları büyütmek için nasıl çalıştığını düşünün.
Bunları yaparken bakalım kendinizi nasıl hissedeceksiniz… Mutlu… Huzurlu.. Doğa bizi her zaman mutluluk hissi ve huzur verir. Sizde mutlu ve huzurlu olmak istiyorsanız, kendiniz olun!
Seblâ Yılmaz
Sezgisel Koç
Aklıma, ”Copy Cat” diye İngilizce bir tabir/deyim geldi. Evinizde veya bahçenizde birden fazla kedi var ise, belki de fark etmişsinizdir. Bir kedi diğer kedilerden daha farklı bir davranış sergiler ise, diğer kedilerinden o kediyi hemen taklit ederler, kopyalarlar… Hiç fark ettiniz mi? Yavru kedilerin annesini kopyalaması gibi…
Sevgili arkadaşımın yaşadığı ve benimde ancak kendi gözümle gördüğüm de inanabildiğim bir olayı sizlerle de paylaşmak isterim. Onların evine gelen yeni kedi, evin 4. kedisidir ve erkektir. Bir sabah arkadaşım banyodan gelen bir su sesi duyar ve Allah Allah musluğu açık mı bıraktık acaba diye banyoya girer ve klozetin üzerinde erkek kedinin işemekte olduğu görür, gözlerine inanamaz. Kedi hiç istifini bozmadan ayağının birini titretir ve aşağıya iner. Arkadaşım günlerce şoktaydı. Meğerse erkek kedi, evin erkeğini taklit etmiş..
”Copy Cat” kelimesinin İngilizce karşılığı, aynısını yapmak veya başkalarını hastalık düzeyinde taklit eden kişi, olarak geçmektedir.
Başkalarının giyinme tarzını, konuşma tarzını ne zamandan beri kendi üzerimize kopyalayıp ekleme/yapıştırma yaptığımızı tam olarak hatırlar mısınız?
Bence bu durum tek bir şeyi gösteriyor, “Artık kendimiz olamıyoruz!” Öz’ümüzü unutmuş durumdayız, buna Kimlik Kaybı diyebilirmiyiz ?!?
Kendiniz Olun! Siz Olun! Kendiniz olma Potansiyelinizi Hatırlayın! Ortaya çıkartın ve istediğiniz gibi Olun!
Osho Hayvanlar Okulu yazısında şöyle anlatır, Dünya’daki hiç bir canlı, hayvan olsun veya bitki olsun, kendisini bir başkasına beğendirmek için koku sürmez, süslenmez, maske takmaz her zaman olduğu gibidir. Bizler ise Doğa’daki canlıları çok severiz çünkü onlar gerçekten orjinaldir.. Aslında Doğa’yı seven doğal olan kişidir. Kendisidir.
Kendinizi doğal olan şeylerle oyalayın !
- Yağmuru dinleyin, gözlerinizi kapatın ve yağmur’un sesine kulak verin. Güzel bir eser dinlercesine..
- Yağmuru seyredin, hiç bir şey düşünmeden. Düşünceleriniz yağmurla birlikte aksın ve gitsin.
- Kar yağışını seyredin, Meleklerin kar tanelerini yeryüzüne indirdiğini düşünün.
- İlkbahar’da kuşların cıvıltılarını dinleyin ve anlamaya çalışın acaba ne diyorlar..
- Yemek yaparken sebzelerin doğada nasıl yetiştiğini ve Güneş’in toprağın onları büyütmek için nasıl çalıştığını düşünün.
Bunları yaparken bakalım kendinizi nasıl hissedeceksiniz… Mutlu… Huzurlu.. Doğa bizi her zaman mutluluk hissi ve huzur verir. Sizde mutlu ve huzurlu olmak istiyorsanız, kendiniz olun!
Seblâ Yılmaz
Sezgisel Koç
23 Ocak 2014 Perşembe
Mimoza Yaşam Merkezi'nde Reiki Tanıtımı
Sebla Yılmaz ile Reiki Tanıtımı ve Reiki 1 Eğitimi
Mimoza Yaşam Merkezi (Balmumcu'da)
9 Mart 2014 Pazar günü
çalışmalara başlıyoruz.
Mart ayında görüşmek üzere,
Sevgi ve Aşkla kalın,
13 Kasım 2013 Çarşamba
30 Kasım Cumartesi günü Lotus Akademi'de "İçimizdeki Çocuk" Workshopu
İçimizdeki Çocuk Workshop
Bizi biz yapan aslında karakterimizden çok ”İçimizdeki Çocuk”tur. Yaşınız kaç olursa olsun, “İçimizdeki Çocuğun” her zaman Sevgiye ve Anlayışa ihtiyacı vardır. Günlük hayatımızın monotonluğunda veya stresinde genelde içimizdeki çocuğun sesini pek duymayız, çoğu zaman ise onu unutmuş oluruz. Bu çalışmada içimizdeki “Küçük Ayşe ile” veya “Küçük Sevim ile” tekrar karşılaşacağız, onu şifalandıracağız, ona Sevgi ile sarılacağız ve onunla tekrar iletişime geçeceğiz ...
Bu çalışma aynı zamanda Kendini Özügrleştime yoludur. Cumartesi günü yapacağımız 2 saatlik çalışmaya sizi de bekliyoruz. Sınıfımız 12 kişi ile sınırlıdır. Katılacakların rahat kıyafetler giymesi önerilir.
Sevgiyle ve Aşkla kalın,
Sebla Yılmaz
NOT: Lotus Akademi Kartal Yakacık'tadır.
Bizi biz yapan aslında karakterimizden çok ”İçimizdeki Çocuk”tur. Yaşınız kaç olursa olsun, “İçimizdeki Çocuğun” her zaman Sevgiye ve Anlayışa ihtiyacı vardır. Günlük hayatımızın monotonluğunda veya stresinde genelde içimizdeki çocuğun sesini pek duymayız, çoğu zaman ise onu unutmuş oluruz. Bu çalışmada içimizdeki “Küçük Ayşe ile” veya “Küçük Sevim ile” tekrar karşılaşacağız, onu şifalandıracağız, ona Sevgi ile sarılacağız ve onunla tekrar iletişime geçeceğiz ...
Bu çalışma aynı zamanda Kendini Özügrleştime yoludur. Cumartesi günü yapacağımız 2 saatlik çalışmaya sizi de bekliyoruz. Sınıfımız 12 kişi ile sınırlıdır. Katılacakların rahat kıyafetler giymesi önerilir.
Sevgiyle ve Aşkla kalın,
Sebla Yılmaz
NOT: Lotus Akademi Kartal Yakacık'tadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)